- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Arenanın Sessiz Çığlığı: Spartaküs
Bazen kelimelere… bazen düşüncelere… bazen de hayallere.
Spartaküs bunu erken fark etti. Roma’nın duvarları yükseldikçe, içinde bir şeyler çökmeye başlamıştı. Her arenaya çıktığında dövüşmüyor, bir fikri diri tutuyordu. Onun kılıcı sadece düşmanlara değil, köleliğe, itaate ve unutulmaya karşı savruluyordu.
Ama tarih suskun kaldı.
Onu bir isyancı olarak anlattılar.
Bir gladyatör olarak hatırladılar.
Fakat kimse onun neden ayağa kalktığını sormadı.
İşte bu kitap, o soruyu soruyor.
“Zincirlerden Doğan Ateş: Spartaküs’ün Sessiz Tarihi”, arenanın kanla ıslanan kumlarından, Roma’nın görkemli ama çürümüş sistemine uzanan bir anlatıdır. Antik kaynaklara, tarihî belgelere ve modern araştırmalara dayanarak; Spartaküs’ün kim olduğunu değil, neye dönüştüğünü anlatıyor.
Bu kitapta sadece Spartaküs yok.
Onunla birlikte zincirlerini kırmaya çalışan binlerce isimsiz insanın hikâyesi var.
Crixus’un öfkesi, Gannicus’un özgür ruhu, Oenomaus’un disiplini ve adını dahi bilmediğimiz nice sesin fısıltısı var.
Her satırda bir yara izi,
her cümlede bir çığlık var.
Bu bir kahramanlık destanı değil;
Bu, susturulmuş bir halkın gecikmiş sesi.
Henüz kitap çıkmadı.
Ama bazı hikâyeler, çıkmadan bile ruhunu yakabilir.
> Çünkü bazen bir adam, bir halktan daha gür bağırır.
Ve o bağırış, zincirlerden doğan ateştir…
📖 Devamı kitapta…
Yorumlar
Yorum Gönder