- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
2. Zamanın Efendileri – Maya Takvimleri, Astronomi ve Bilim
Maya uygarlığı yalnızca piramitleriyle, yazılarıyla ya da gizemli çöküşüyle değil; aynı zamanda zamanı algılama biçimiyle de dikkat çeker. Mayalar, evreni yalnızca fiziksel bir yapı olarak değil, ritmik döngülerin, göksel işaretlerin ve kutsal zaman dizilerinin iç içe geçtiği bir varlık olarak görürlerdi. Bu anlayış, onları antik dünyanın en gelişmiş astronomi sistemlerinden birine ve karmaşık takvim yapılarına ulaştırdı. Günümüz insanı için takvim, zamanı ölçmenin pratik bir aracıdır. Ancak Maya dünyasında zamanın kendisi kutsaldı; tanrıların dili, kehanetlerin zemini ve kozmik düzenin kalbiydi.
Kutsal Zamanın Dili: Tzolk’in ve Haab’ Takvimleri
Mayaların zaman anlayışı iki temel takvimle başlar: Tzolk’in (260 günlük kutsal takvim) ve Haab’ (365 günlük güneş takvimi). Bu iki takvim birlikte, “Takvim Çarkı” (Calendar Round) denilen ve 52 Haab’ (yaklaşık 52 yıl) süren döngüsel bir sistem oluşturur. Tzolk’in 13 rakam ile 20 gün isminin kombinasyonuyla dönerken, Haab’ 18 ay ve her biri 20 günden oluşan yapısıyla tropik yılı esas alır.
Tzolk’in takvimi rahipler, kehanetçiler ve şamanlar tarafından kullanılan, her günün bir tanrı, ruh ya da doğa gücüyle ilişkilendirildiği kutsal bir düzen sunuyordu. Maya halkı için çocukların doğum günü, savaş tarihleri ya da tarım mevsimleri bu takvimle belirlenirdi. Diğer yandan Haab’ ise daha çok tarımsal faaliyetler için kullanılırdı; mısır ekimi, hasat ve yağmur duaları bu takvime göre planlanırdı.
Sonsuzluğun Takvimi: Uzun Sayım Sistemi
Mayalar için zaman döngüsel olsa da, tarihsel olayları kayda geçirmek için doğrusal bir sistem gerekiyordu. İşte burada devreye “Uzun Sayım” (Long Count) girdi. MÖ 3114 yılına dayanan bu sistem, zamanın başlangıcını mitolojik bir yaratılış anına bağlar ve günleri ardışık şekilde sayarak evrensel tarihsel referanslar oluşturur.
Uzun Sayım, baktun, katun, tun, uinal ve kin gibi birimlerle organize edilir. Her baktun, yaklaşık 394 yıla karşılık gelir. Maya yazıtlarında sıkça rastlanan bu sayım sistemi, özellikle hükümdarların tahta çıkışları, savaşlar, dini törenler ve astronomik olayların kaydı için vazgeçilmezdi. 2012 yılında “Maya takviminin sonu” şeklinde yorumlanan kehanetler de, aslında 13. baktun’un tamamlanmasıyla ilgilidir ve bir kıyamet değil, yeni bir döngünün başlangıcını simgeler.
Gökyüzünün Haritası: Maya Astronomisi
Mayalar gökyüzüne yalnızca bakmazdı; onu anlamaya, ölçmeye ve takvimle bütünleştirmeye çalışırlardı. Gözlemevleri, tapınaklar ve piramitler, astronomik hizalanmalara göre inşa edilirdi. En ünlü örneklerden biri, Chichén Itzá’daki El Caracol adlı gözlemevidir. Bu yapı, Venüs’ün doğuş ve batış noktalarını gözlemlemek üzere konumlandırılmıştı.
Venüs, Maya astronomisinde son derece önemliydi. Savaş tanrısı Kukulkan’la ilişkilendirilen bu gezegenin döngüsü (584 gün), kraliyet savaşlarının ve dini törenlerin zamanlamasında belirleyici rol oynuyordu. Mayalar, bu döngüyü %99,9 doğrulukla hesaplayabiliyorlardı. Hatta bazı yazıtlarda, Venüs’ün görünmez olduğu gün sayısının bile kaydedildiği görülür.
Ayrıca, gün dönümleri (solstisler) ve ekinokslar gibi göksel olaylar da Maya mimarisine entegre edilmiştir. Örneğin, El Castillo piramidinde ilkbahar ve sonbahar ekinokslarında gölge oyunlarıyla Kukulkan yılanının merdivenlerden indiği illüzyon yaratılır. Bu durum, astronomiyle ritüellerin nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne serer.
Sıfırın Doğuşu: Matematikte Devrim
Maya medeniyetini özel kılan bir diğer unsur, sıfırın sembolik ve fonksiyonel anlamda kullanılmasıdır. Bu kavram, yalnızca Hindistan’daki bazı erken sistemlerde görülmüş olsa da, Amerika kıtasında sıfırı tanımlayan ilk ve en gelişmiş uygarlık Mayalardı. MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan bu kullanım, takvim hesaplamaları ve büyük sayıların kaydı için devrim niteliğindeydi.
Mayaların sayı sistemi yirmilik (vigesimal) tabana dayanır. Nokta (1), çizgi (5) ve kabuk (0) sembolleriyle temsil edilen bu sistem, hem dikey hem yatay dizilimle büyük sayılar oluşturulmasına olanak tanır. Matematik, astronomiyle sıkı sıkıya bağlantılıydı; her takvim döngüsünün, her göksel hizalanmanın altında matematiksel bir hesap yatıyordu.
Zamanın Efendileri
Mayalar için zaman, sadece geçip giden bir süreç değil, ilahi düzene açılan bir kapıydı. Gökyüzünü izlemek, tanrıların niyetlerini anlamaktı. Takvimleri okumak, kehanetleri çözmekti. Matematiği ve astronomiyi yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda kutsal bir disiplin olarak gören bu uygarlık; kendi içinde kozmik bir simetri kurmuştu. Bugün hâlâ Maya yazıtlarını çözerken, onların zamanla kurduğu bu karmaşık ama estetik ilişkiye hayranlıkla bakıyoruz.
Kaynakça
- Coe, Michael D. The Maya. Thames & Hudson, 2015.
- Aveni, Anthony F. Skywatchers. University of Texas Press, 2001.
- Sharer, Robert J., and Loa P. Traxler. The Ancient Maya. Stanford University Press, 2006.
- Schele, Linda, and David Freidel. A Forest of Kings. William Morrow, 1990.
- Martin, Simon, and Nikolai Grube. Chronicle of the Maya Kings and Queens. Thames & Hudson, 2008.
Yorumlar
Yorum Gönder