--> Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayınlar

Conquistadorların Gölgesinde – Kolonizasyon ve Direniş

Mercidâbık Savaşı: Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı’yı Hilafete Taşıyan Zaferi

 

Yavuz Sultan Selim – 5. Bölüm: Mercidâbık Savaşı – Osmanlı'nın Güneydeki Kader Anı

Zaman, sadece akan bir nehir değildir; kimi anlarda o nehrin yatağını değiştiren bir kudretle akar. 1516 yazında Mercidâbık Ovası’nda yaşananlar da tarihin akışını yalnızca bir savaşla değil, bir çağ değişimiyle yönlendirdi. Yavuz Sultan Selim, sadece bir hükümdar değil; Osmanlı’nın sınırlarını yeniden çizen, İslam dünyasının liderliğine yürüyen bir iradenin sahibiydi. Safevîler karşısındaki zaferden sonra gözler artık güneydeydi. Suriye'nin bereketli toprakları, Halep’in yolları ve Şam’ın eski duvarları Osmanlı’nın önünde uzanıyordu. Fakat bu yolların ucunda yalnızca toprak değil, bir imparatorluğun kaderi yatıyordu.

Memlûkler ve İslam Dünyasındaki Siyasi Boşluk

Memlûkler, 13. yüzyıldan beri Mısır ve Suriye’de hüküm süren güçlü bir hanedanlıktı. Abbâsî halifeliğini gölgesinde yaşatan Kahire merkezli bu düzen, İslam dünyasında siyasî ve dinî meşruiyetin son temsilcisi olarak görülüyordu. Ancak artık sarsılıyordu. Memlûk topraklarında merkezî otorite zayıflamış, iç karışıklıklar yaygınlaşmış, ekonomik düzen bozulmuştu. Bu çöküşü fark eden Yavuz, doğrudan bir savaş yerine, adım adım bir strateji kurarak ilerlemeyi tercih etti.

Savaşın Eşiğinde: Halep Yolu ve Yeni Sefer Hazırlıkları

Turnadağ Savaşı’ndan sonra Doğu Anadolu’daki beylikler Osmanlı’ya bağlanmış, Halep ve Şam yolları açılmıştı. Siyasi üstünlükle birlikte dini liderlik iddiası da gündeme gelmişti. Abbâsî Halifesi Mütevekkil'in Kahire’deki sembolik otoritesi, artık Osmanlı payitahtına taşınmalıydı. Yavuz, hem siyasi hem de teolojik anlamda İslam dünyasının merkezi olma hedefini Mercidâbık’ta başlatacaktı.

Mercidâbık Öncesi: Kansu Gavri ve Osmanlı Ordusu

Memlûk Sultanı Kansu Gavri, Osmanlı’ya karşı savaş hazırlığı içindeydi. Halep’te toplanan ordusuyla Şam’a doğru yürürken, Yavuz çoktan harekete geçmişti. Hızla güneye inen Osmanlı ordusu, modern anlamda lojistik, istihbarat ve toplu sevkiyat kabiliyetiyle hareket etti. Yavuz’un sefer planı, klasik Osmanlı harp düzenine sadıktı: merkezde yeniçeriler ve topçu birlikleri, yanlarda akıncılar ve süvariler, arkada ihtiyat kuvvetleri.

24 Ağustos 1516 – Mercidâbık Savaşı

Mercidâbık Ovası’nda iki büyük ordu karşı karşıya geldi. Osmanlı topçusunun ezici üstünlüğü, savaşın kaderini belirledi. Memlûk ordusu, savaş disiplininden uzaklaşmış, emirler arasında iç çekişme başlamıştı. Kansu Gavri'nin savaş sırasında hayatını kaybetmesiyle ordu çözülmeye başladı. Savaş kısa sürdü ancak etkisi yüzyıllar boyunca hissedildi. Bu zafer, bir çağın kapısını açtı.

Osmanlı’nın Zaferi ve Güneyin Fethi

Savaşın hemen ardından Osmanlı ordusu Halep ve Şam’a girdi. Bölgede direniş çok zayıftı; halk çoğunlukla Osmanlı yönetimini benimsedi. Suriye’deki Osmanlı hâkimiyeti böylece fiilen başladı. Mercidâbık, Osmanlı’nın Mısır Seferi’nin önünü açtı. Ama daha önemlisi, Osmanlı'nın İslam dünyasında siyasi ve dini liderliğe adım attığı ilk büyük kırılma noktasıydı.

Sonuç: Hilafete Giden Yolda İlk Büyük Adım

Mercidâbık Savaşı, sadece askeri bir zafer değildi. Bu savaş, Osmanlı’nın İslam dünyasındaki liderliğini fiilen ilan ettiği ilk olaydı. Hilafet ve kutsal emanetler henüz ele geçirilmemişti; ancak yol açılmıştı. Yavuz’un gözleri şimdi Nil’in ötesindeydi. Kahire, Osmanlı’nın bir sonraki durağıydı.

Kaynakça

  • İnalcık, Halil. Osmanlı İmparatorluğu – Klasik Çağ (1300–1600). İstanbul: Eren Yayıncılık, 2003.
  • Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1987.
  • Turan, Ebru. “The Sultan's Favorite: Ibrahim Pasha and the Making of the Ottoman Universal Sovereignty in the Reign of Sultan Süleyman (1520–1536)”. Columbia University, 2007.
  • Aydın, Suavi. Osmanlı'nın Doğusunda Savaş ve Diplomasi. İstanbul: Kronik Kitap, 2020.

Önceki Bölüm:
4. Bölüm – Memlûk Seferi: Turnadağ, Halep, Şam

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Antik Mısır’ın Derinliklerine Yolculuk: Firavunlar, Tanrılar ve Hiyerogliflerin Sırları

Tanrıların Gölgesinde – Antik Mısır’a Giriş Kumlar sessizdir. Ama bu sessizlik, binlerce yıl boyunca tanrıların adımlarıyla çalkalanmıştır. Antik Mısır yalnızca bir uygarlık değil; zamanın kendisine meydan okuyan, ölümle yaşam arasında bir köprü kuran bir düşünce biçimidir. Burada, her taş yalnızca yerinde durmaz; her taş bir anlam taşır, bir düzenin parçasıdır. Antik Mısır’a girmek; sadece bir tarihe değil, bir inanç sistemine, bir kozmos anlayışına adım atmaktır. Bu yazı, o dünyanın kapısını aralayan ilk bölümdür. Ve o kapının ardında, yalnızca firavunlar ya da piramitler değil; insanlığın en eski sorularına verilen en kadim cevaplar saklıdır. Mısır’ın Coğrafi Kaderi: Nil’in Kucakladığı Topraklar Mısır uygarlığı, çölün ortasındaki tek gerçek hayat kaynağı olan Nil Nehri etrafında şekillendi. Bu nehir, her yıl taşarak toprağa bereket getiriyor, tarımı mümkün kılıyor, takvimden idare sistemine kadar her şeyi belirliyordu. Yunan tarihçi Herodotos , "Mısır, Nil’in armağanıdır...

Perslerin Gölgesi: Maraton ve Termopylae Savaşlarıyla Antik Yunan’ın Direnişi

Perslerin Gölgesi – Maraton ve Termopylae 📜 Tarihin Defteri – Antik Yunan Yazı Dizisi Pers İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Yunan’a Yönelişi MÖ 6. yüzyılın sonlarında, Pers İmparatorluğu Asya’nın en büyük gücü haline gelmişti. Büyük Kiros ve ardından I. Darius’un fetihleri, imparatorluğu İndus Nehri’nden Ege kıyılarına kadar uzanan devasa bir yapıya dönüştürdü. Ancak bu genişleme, Anadolu kıyılarındaki Yunan kolonilerini doğrudan Pers hâkimiyetine soktu. Bu şehirler, özellikle İyon kentleri, ekonomik ve kültürel açıdan canlı olmalarına rağmen, özgürlüklerine düşkün Yunan siyasal geleneğine sahip oldukları için Perslerin merkeziyetçi yönetim anlayışıyla çatışma içindeydi. MÖ 499’da başlayan İyon Ayaklanması , Aristagoras önderliğinde kısa süreli başarılar getirse de Pers ordusunun karşı saldırısıyla bastırıldı. Ancak bu isyan, Atina ve Eretria’nın maddi ve askeri desteği sayesinde Yunan-Pers ilişkilerini kalıcı biçimde gerginleştirdi. Persler, Batı Anadolu’yu tamamen kontrol...

Leonidas Kimdir? Sparta Kralı, Termopylai Direnişi ve Gerçek Hikâyesi

  Leonidas: Termopylai’nin Ötesindeki Adam Krallığın Yükü, Özgürlüğün Bedeli Tarihin bazı anları vardır ki zamanı durdurur. Pers ordusu Asya’nın bütün kudretiyle Batı’ya yürürken, bir geçitte yalnızca birkaç yüz adam bütün bir imparatorluğun karşısına dikildi. O geçit, Thermopylai idi. Ve o adamların başında, dünyanın belki de en çok hatırlanan savaş narasını atan kişi duruyordu: Leonidas . Ancak Leonidas’ı yalnızca “300 Spartalı” anlatısının içine sıkıştırmak, onun yaşamını bir sinema repliğine indirgemek olur. O, sadece ölüme yürüyen bir kral değil; Sparta’nın karmaşık yapısı içinde sıkışmış, özgürlüğü ideolojiye dönüştüren bir figürdü. Onun hikâyesi, bir milletin kaderini sırtlamış bir adamın bilinçli ve stratejik bir intiharının öyküsüdür. Çifte Tahtın Gölgesinde: Leonidas’ın Yükselişi Leonidas, Sparta’nın çift krallık sisteminin Agiad hanedanına mensuptu. Spartalılar, geleneksel olarak iki kral tarafından yönetilirdi. Leonidas'ın kardeşi Kral Kleomenes I , ...