- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Selahaddin Eyyubi – Kudüs’ün Fatihi, Bir Çağın Vicdanı
Giriş: Bir İmparatorluk Hayali ve Ahlâkın Siyaseti
12. yüzyılın çalkantılı Ortadoğu’sunda, siyasi meşruiyeti sadece kılıcın keskinliğiyle değil, adaletin ikna gücüyle kuran bir lider çıktı: Necmeddin Yusuf b. Eyyub, nam-ı diğer Selahaddin. Onu yalnızca Kudüs’ü fetheden komutan olarak görmek eksik kalır; Selahaddin, hanedanlar arası rekabeti dizginleyerek Suriye–Mısır ekseninde bir cihan siyasetini yeniden kurdu, din savaşına sıkışan çağda merhameti devlet aklının merkezine yerleştirdi.
Erken Yıllar: Tikrit’ten Şam’a (1137–1164)
1137 civarında Tikrit’te doğan Selahaddin, Kürt kökenli Eyyubî ailesinin mensubuydu. Babası Necmeddin Eyyub ve amcası Şirkuh, Zengî hanedanının hizmetindeydi. Çocukluk ve ilk gençlik yılları Şam’da ilmî çevrelerin, Halep’te ise askeri disiplinin etkisi altında geçti. Kaynaklar, Selahaddin’in at biniciliği, okçuluk ve idare sanatını genç yaşta meczettiğini; aynı zamanda fıkıh ve tarih okumalarına meraklı olduğunu aktarır. Bu entelektüel temel, ileride vereceği kritik kararlarda “fetih ile fetvanın” uyumunu sağlayacaktı.
Zengî Mirası ve Mısır Seferleri: Şirkuh’un Gölgesinde (1164–1169)
Nureddin Mahmud Zengî’nin stratejisi, Haçlı devletlerini güneyden kuşatmak için Mısır’ı denetim altına almaktı. Selahaddin, amcası Şirkuh’un komutasındaki üç Mısır seferinde kilit roller üstlendi. Fatımi sarayındaki çekişmeler, vezirlik makamının güvenilmezliği ve Frank etkisinin artışı, genç komutanı siyasetin ince dengeleriyle yüzleştirdi. 1169’da Şirkuh’un ölümü üzerine Selahaddin vezir oldu; kısa sürede Fatımi bürokrasisini dönüştürdü, orduyu disipline etti ve mali yapıyı toparladı.
İki Hilalin Birleşmesi: Sünnî Restorasyon ve Mısır–Suriye Bloku
Selahaddin 1171’de Fatımi Hilafeti’ni resmen sona erdirerek Hutbe’yi Abbasi Halifesi adına okutmaya başladı. Mısır’da Sünnî kurumları güçlendirirken, Nureddin’in mirasına saygı göstererek Suriye ile Mısır’ın stratejik birlikteliğini kurdu. Bu, Haçlılara karşı kalıcı ve lojistik olarak sürdürülebilir bir ittifak demekti: Nil’in serveti ve Akdeniz limanları, Şam’ın askeri nüfuzu ve Kuzey Suriye’nin kaleleriyle birleşti.
İç Konsolidasyon: İsyanlar, Diplomasi ve İmar
1170’lerin ortasında Selahaddin, Mısır’da iktisadi düzeni kurarken, Suriye’de Halep–Musul hattındaki zorlu hanedan rekabetiyle uğraştı. Siyasi meşruiyetini yalnız fetih üzerinden değil, vakıf müesseseleri, medreseleşme ve kadıların güçlendirilmesi gibi adımlarla pekiştirdi. Kaynaklarda, vergi adaletine verdiği önem, tımar ve ikta düzeninde israfa karşı tedbirleri ve imar faaliyetleri (köprüler, ribatlar, su yolları) öne çıkarılır.
Dönüm Noktası: Hıttin ve Kudüs’e Giden Yol (1187)
1187 yazında Hıttin Savaşı Selahaddin’in stratejik dehasını gösterdi. Haçlı ordusunu su kaynaklarından koparıp açık arazide yıprattı; Kral Guy ve Tapınak Şövalyelerinin büyük kısmı esir düştü. Ardından Akkâ, Nablus, Gazze, Askalân hattı hızla çözüldü. Aynı yılın Ekim ayında Selahaddin, Kudüs’ü kuşattı ve şehri genel bir katliama başvurmaksızın teslim aldı. Fidye ve eman uygulamaları, dönemin kroniklerinde “şefkatli fetih” olarak kayda geçti.
Üçüncü Haçlı Seferi: Diplomasi, Yıpratma ve Denge (1189–1192)
Kudüs’ün fethi Avrupa’yı sarstı; III. Haçlı Seferinde İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard, Fransa Kralı Philippe Auguste ve Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa harekete geçti. Akkâ uzun bir kuşatmaya sahne oldu. Selahaddin doğrudan meydan okuma yerine ikmal hatlarını kesen, oyalayan ve yıpratan bir strateji izledi. Arsuf’ta Richard taktik başarı kazansa da stratejik tablo değişmedi. 1192’de Ramla Antlaşması ile kıyı şeridinde Frank varlığı tanındı; hacılara Kudüs ziyareti serbest kaldı. Selahaddin, Kudüs’ün siyasi statüsünü korurken yorucu bir savaşı masada dengelemeyi başardı.
Devlet Adamı Olarak Selahaddin: Adalet, Hoşgörü ve Meşruiyet
Selahaddin’in meşruiyet inşasının üç ayağı vardı: adalet (zulmün önlenmesi ve vergi düzeni), himaye (gayrimüslim tebaanın can–mal güvenliği) ve ilim (medrese, vakıf, kadılık). Kudüs’teki kiliselere dokunulmaması, kutsal mekanların statüsünün korunması ve esir muamelesindeki ölçülülük, dönemin Müslüman ve Latin kroniklerinde dahi takdir gördü. Bu çerçeve, ona yalnızca bir fetih kahramanı değil, aynı zamanda bir devlet ahlâkı kurucusu kimliği kazandırdı.
Son Yıllar ve Vefat (1193): Bir İmparatorluğun Ardından
Uzun süren seferler, vergi yükünü artırmadan finansmanı zorladı; buna rağmen Selahaddin, kişisel servet biriktirmedi. 4 Mart 1193’te Şam’da vefat ettiğinde, rivayetlere göre geride az sayıda dinar bıraktı. Eyyubî coğrafyası oğulları ve akrabaları arasında paylaşıldı; fakat Selahaddin’in inşa ettiği Sünnî restorasyon ve Şam–Kahire ekseni, 13. yüzyıl boyunca bölgenin siyasal dilini belirlemeye devam etti.
Askerî Zeka: Hıttin’in Dersleri
- Lojistik üstünlük: Su kaynaklarının denetimi, düşmanı iklim ve araziyle dövme.
- Merkezî komuta: Emirlikler arası koordinasyonu canlı tutan esnek birlik yapısı.
- Yıpratma stratejisi: Büyük meydan savaşlarından çok ikmal ve manevra üstünlüğü.
- Psikolojik etki: Kudüs’ün şiddetsiz teslimiyle meşruiyet ve itibar inşası.
Miras: Doğu ile Batı Arasında Bir Köprü
Selahaddin, İslam dünyasında “gaza ve adalet” dengesinin timsali; Batı’da ise şövalye idealiyle anılır. Modern dönemde Ortadoğu siyasetinde birlik, meşruiyet ve sivil düzen tartışmalarında adı hâlâ referanstır. Üçüncü Haçlı’nın sonuçsuz kalması ve Kudüs’ün statüsünün değişmesi, onu askerî başarı kadar diplomasiyle de anılmaya değer kılar.
Kısa Kronoloji
- 1137 – Tikrit’te doğum.
- 1169 – Mısır’da vezirlik.
- 1171 – Fatımi Hilafeti’nin kaldırılması; Abbasi hutbesi.
- 1187 – Hıttin Zaferi; Kudüs’ün fethi.
- 1189–1192 – Üçüncü Haçlı Seferi; Ramla Antlaşması.
- 1193 – Şam’da vefat.
Kaynakça
- İbnü’l Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih.
- Behâeddin İbn Şeddâd, en-Nevâdirü’s-Sultaniyye (Selahaddin’in hayatı üzerine birinci elden anlatı).
- William of Tyre, A History of Deeds Done Beyond the Sea.
- Carole Hillenbrand, The Crusades: Islamic Perspectives.
- Amin Maalouf, Les Croisades vues par les Arabes.
- Malcolm Cameron Lyons & D.E.P. Jackson, Saladin: The Politics of the Holy War.
- Andrew S. Ehrenkreutz, Saladin.
Yorumlar
Yorum Gönder