- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Sezar’ın Ölümü ve İkinci Triumvirlik – Bir Cumhuriyetin Son Çırpınışları
15 Mart MÖ 44… Antik Roma’nın en ünlü figürü Gaius Julius Caesar, senato binasında, en güvendiği dostlarının bile hançer darbeleriyle yere yığıldı. Bu olay yalnızca bir liderin değil, aynı zamanda Roma Cumhuriyeti’nin de sonunun başlangıcıydı. Sezar’ın ölümü, cumhuriyetçi ideallerin yeniden doğuşunu değil, iç savaşların, güç mücadelelerinin ve mutlak iktidar arayışlarının önünü açtı.
Roma Cumhuriyeti’nin Çöküşe Giden Yolu
Roma, MÖ 1. yüzyılın ortasında Akdeniz dünyasının tartışmasız hâkimiydi. Ancak bu büyük imparatorluk aynı zamanda büyük çelişkilerle de boğuşuyordu. Senato, aristokratların kontrolündeydi; halk ise artan yoksulluk, topraksızlık ve savaşların yıkıcı etkileri altında eziliyordu. Gracchus Kardeşler’den itibaren başlayan reform arayışları hep kanlı sona ermişti. Marius ve Sulla dönemindeki iç savaşlar, siyasi geleneklerin aşındığını gösterdi. Julius Caesar’ın yükselişi işte bu kaotik ortamın sonucuydu.
Sezar’ın Güç Yükselişi ve Cumhuriyetçi Tepkiler
Caesar, askeri dehası ve karizmatik kişiliğiyle halkın sevgisini kazanmıştı. Özellikle Gallia Seferi’nde elde ettiği zaferler, onu Roma’nın kahramanı hâline getirdi. Fakat aynı zamanda ordusunun sadakati Roma devletinden çok ona yönelmişti. Bu durum senatodaki aristokrat elitleri derinden endişelendirdi. Senato için Caesar, bir generalden çok “yeni bir krallık heveslisi” idi.
MÖ 49’da Rubicon Nehri’ni geçerek iç savaşı başlatması, Cumhuriyet için kırılma noktası oldu. Pompeius’un yenilgisi ve Caesar’ın diktatör ilan edilmesi, cumhuriyetçi kurumların fiilen işlevsiz kaldığını gösterdi.
Suikastın Arka Planı: Senatörlerin Endişeleri
Sezar, MÖ 44’te ömür boyu diktatör unvanını aldı. Bu unvan Roma tarihinde daha önce görülmemişti. Senato için bu, monarşinin geri dönüşü demekti. Brutus, Cassius ve birçok senatör için Caesar artık halkın çıkarlarını değil, kendi iktidarını düşünüyordu.
Komplocular, kendilerini “liberatores” (özgürlük savaşçıları) olarak tanımladı. Amaçları Cumhuriyet’i tiranlıktan kurtarmaktı. Aralarında 60’tan fazla senatör vardı. İlginçtir ki, suikast planında Caesar’a en yakın kişiler bile yer aldı. Bu durum ihaneti daha da trajik kıldı.
Mart İdleri: Suikastın Günü
MÖ 44 yılının 15 Mart günü (Idus Martiae), Senato toplantısı için Pompeius Tiyatrosu’nda bir araya gelindi. Kehanetler ve kötü alametler Caesar’ı uyarmıştı, ancak o toplantıya katılmakta ısrar etti. Senatörler onu kuşattı. İlk darbeyi Casca vurdu, ardından herkes sırayla hançerini sapladı. Caesar en sonunda Brutus’u gördü. Antik yazarlar onun Brutus’a “Kai su teknon?” (Sen de mi, evladım?) dediğini aktarır. Sezar 23 bıçak darbesiyle yere yığıldı.
“Et tu, Brute?” – İhanetin Sembolü
Modern dünyada Sezar’ın ölümü en çok Shakespeare’in trajedisindeki “Et tu, Brute?” sözüyle anılsa da, antik kaynaklarda bu ifade farklı geçer. Suetonius, Sezar’ın sessizce öldüğünü yazar. Plutarkhos, onun Yunanca konuştuğunu aktarır. Hangi versiyon doğru olursa olsun, bu sahne tarihin en ikonik ihanetlerinden biri hâline geldi.
Roma Halkının Tepkisi ve Antony’nin Konuşması
Suikastçı senatörler kendilerini Cumhuriyet’in kurtarıcıları zannederken, halkın tepkisini yanlış hesapladılar. Julius Caesar, yoksulların dostu, askerin babası, Roma’nın fatihi olarak görülüyordu. Onun ölümünü sevinçle değil, öfkeyle karşıladılar.
Marc Antony, Caesar’ın yakın dostu ve konsül ortağı, cenazede yaptığı ünlü konuşmayla halkın duygularını ateşledi. Caesar’ın kanlı elbiselerini gösterdi, vasiyetini okudu. Halkın sevgilisi Caesar, mal varlığını Roma halkına bırakmıştı. Öfke doruğa çıktı, senato binası basıldı, komplocular canlarını zor kurtararak şehirden kaçtı.
Brutus ve Cassius’un Doğuya Kaçışı
Brutus ve Cassius, Roma’da barınamayacaklarını anladılar. Doğu eyaletlerine, özellikle Yunanistan ve Anadolu’ya kaçtılar. Burada Caesar’ın otoritesinden nefret eden aristokratlar ve cumhuriyetçilerden destek buldular. Ordu toplamaya başladılar. Ancak Roma’da boşluğu doldurmaya aday yeni figürler yükseliyordu.
Octavianus’un Sahneye Çıkışı
Caesar’ın vasiyetinde, genç yeğeni Gaius Octavius’u evlat edindiği ve mirasının varisi ilan ettiği ortaya çıktı. Henüz 19 yaşında olan bu genç, siyasi deneyimsizliğine rağmen inanılmaz bir kararlılık gösterdi. Halkın sevgisini kazanmak için hızla harekete geçti. Antony ile ilk başta ittifak kurmak zorunda kaldı. Böylece yeni bir güç dengesi doğdu.
İkinci Triumvirlik’in Kurulması
MÖ 43’te Octavianus, Marc Antony ve Lepidus arasında İkinci Triumvirlik kuruldu. Bu üçlü, Sezar’ın intikamını almak adına birleşti. Senato da onları resmen tanıdı. Ancak bu birlik Roma tarihinin en kanlı dönemlerinden birine yol açtı.
Proskripsiyonlar: Kanlı Tasfiyeler
Triumvirlik, gücü pekiştirmek için proskripsiyon (ölüm listeleri) uygulamasına başvurdu. Onlar için muhalefet eden herkes yok edilmeliydi. Binlerce Roma vatandaşı öldürüldü. Mallarına el konuldu. Aileler dağıldı. Cumhuriyet yanlılarının sesi susturuldu.
Bu dönemin en trajik kurbanlarından biri ünlü hatip Cicero’ydu. Antony’nin kişisel düşmanlığı yüzünden listeye alındı. Başının kesilip forumda sergilenmesi, Roma’da Cumhuriyet’in fikir özgürlüğünün de sona erdiğini gösterdi.
Filippi Savaşı: Cumhuriyetin Son Umudu
MÖ 42’de Makedonya’da yapılan Filippi Savaşı, Roma Cumhuriyeti’nin son büyük çatışmasıydı. Brutus ve Cassius, büyük bir ordu topladı. İlk çarpışmada Cassius, yenildiğini sanarak intihar etti. Brutus birkaç gün daha dirense de ikinci çarpışmada yenildi ve o da intihar ederek yaşamına son verdi. Böylece Cumhuriyet’in ideali de onunla birlikte gömüldü.
Triumvirlik İçindeki Çatlaklar
Filippi zaferinden sonra Roma’da artık muhalefet kalmamıştı. Ancak üçlü ittifakın kendi içinde çatlaklar büyümeye başladı. Lepidus hızla güç kaybetti. Octavianus ve Antony arasında gerilim tırmandı. Roma’nın geleceği artık bu iki adamın mücadelesine bağlıydı.
Yeni Bir Çağa Doğru: Octavianus ve Antony’nin Çatışması
Marc Antony, Doğu’da Kleopatra ile ittifak kurarken, Octavianus Batı’da siyasi desteğini artırdı. Roma halkı Antony’nin “Doğulu kraliçeye” bağlılığını ihanet olarak görüyordu. Bu durum iki tarafı kaçınılmaz bir savaşa sürükledi. Bu savaş, Actium’da yaşanacak ve Roma tarihini kökten değiştirecekti. Ancak bu başka bir bölümün konusudur.
Sezar’ın Ölümünün Anlamı
Sezar’ın ölümü, cumhuriyetçi bir direnişin sembolü olarak başlatıldı. Fakat sonuç tam tersi oldu: Roma’da iç savaşlar bitmedi, tiranlık daha da güçlendi. Brutus ve Cassius “özgürlüğü” geri getirmek isterken, aslında imparatorluk çağının kapılarını açtılar. Julius Caesar’ın gölgesi, ardıllarının üzerinde hep var oldu. Onun adı, unvanı ve mirası, Roma İmparatorluğu’nun doğuşunun temel taşına dönüştü.
Kaynakça
- Plutarkhos – Sezar’ın Hayatı
- Appianus – Roma İç Savaşları
- Suetonius – On İki Sezar’ın Hayatı
- Barry Strauss – The Death of Caesar
- Tom Holland – Rubicon
- Erich Gruen – The Last Generation of the Roman Republic
Diğer Antik Roma Yazıları
- 1. Antik Roma’nın Doğuşu
- 2. Roma Cumhuriyeti’nin Kuruluşu
- 3. On İki Levha Kanunları
- 4. Gracchus Kardeşler
- 5. Marius ve Sulla Dönemi
- 6. Julius Caesar’ın Yükselişi
- 7. Sezar’ın Ölümü ve İkinci Triumvirlik
- 8. Augustus ve İmparatorluğun Doğuşu
- 9. Pax Romana
- 10. Diocletianus’un Reformları
- 11. Batı Roma’nın Çöküşü
Yorumlar
Yorum Gönder