--> Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayınlar

Conquistadorların Gölgesinde – Kolonizasyon ve Direniş

Ridaniye Savaşı ve Mısır’ın Fethi – Yavuz Sultan Selim’in İslam Dünyasındaki Gücünün Zirvesi

 

Yavuz Sultan Selim – 6. Bölüm
Ridaniye Savaşı ve Mısır’ın Fethi

Giriş: Son Perdeye Doğru

Bir önceki bölümde Yavuz Sultan Selim, Mercidabık Savaşı ile Memlük ordusunu ağır bir yenilgiye uğratarak Halep, Şam ve çevresini Osmanlı topraklarına katmıştı. Ancak bu zafer, yalnızca bir başlangıçtı. Mısır’ın kalbi olan Kahire henüz düşmemiş, Memlük Devleti tam anlamıyla ortadan kaldırılmamıştı. Bu bölümde, Yavuz’un Sina Çölü’nü aşarak gerçekleştirdiği çarpıcı ilerleyişi, Ridaniye’deki stratejik muharebeyi ve Osmanlı’nın Mısır’daki mutlak zaferini tüm yönleriyle ele alıyoruz.

Tomanbay’ın Direnişi ve Ridaniye Hattı

Mercidabık Savaşı’nda Sultan Kansu Gavri’nin ölümünden sonra Memlük tahtına Emir Tomanbay geçti. Yeni sultan, Osmanlı ilerleyişine karşı uzlaşmacı bir tutum benimsemek yerine direnişi tercih etti. Kahire’nin kuzeydoğusunda bulunan Ridaniye bölgesi, savunma için tahkimatla güçlendirildi. Burada, Memlükler topçu desteğinden yoksun olmalarına rağmen hendekler, siperler ve dar geçitlerle Osmanlı’yı yıpratacak bir savunma hattı oluşturdu.

Sina Çölü’nün Aşılması: Coğrafyanın Zaptı

Osmanlı ordusu, Memlük kuvvetlerinden daha güçlü olmasına rağmen doğa şartlarıyla ciddi bir sınav verdi. Sina Çölü, susuzluğu, sıcaklığı ve genişliğiyle tarihte birçok orduya mezar olmuş bir engeldi. Ancak Yavuz, bu zorluğu ayrıntılı lojistik hazırlıklarla aştı. Develerle taşınan su, kontrol altına alınan kuyular, geçiş noktalarındaki konaklamalar ordunun ilerleyişini mümkün kıldı. Bu stratejik başarı, Ridaniye Zaferi'nin temel taşlarından biri hâline geldi.

Ridaniye Savaşı: Zekânın ve Topçunun Zaferi

1517 yılı Ocak ayında Osmanlı ordusu Ridaniye hattına ulaştığında Tomanbay direnmeye hazırdı. Ancak Yavuz, düşmanın tahkimatına doğrudan saldırmak yerine, gece yürüyüşüyle Memlük mevzilerini arkadan kuşatma kararı aldı. Sabah olduğunda Memlükler şaşkına dönmüştü. Osmanlı topçuları, özellikle savaş alanında ilk defa etkili bir şekilde batarya düzeninde kullanıldı. Topların psikolojik ve fiziksel etkisi Memlük hattını kısa sürede çökertti. Emir Tomanbay geri çekilmek zorunda kaldı.

Kahire’nin Fethi ve Tomanbay’ın Sonu

Ridaniye yenilgisinden sonra Osmanlı ordusu kısa sürede Kahire'ye girdi. Yavuz, şehirdeki disiplini sağladı; yağma ve kargaşaya kesinlikle izin verilmedi. Tomanbay ise şehre gizlice girip bir direniş teşebbüsünde bulundu ancak başarılı olamayınca kaçtı. Birkaç hafta sonra yakalanan Tomanbay, Yavuz’un emriyle idam edildi. Bu hadise, Memlük Devleti’nin fiilen sonu anlamına geliyordu.

Halifelik Meselesi ve Kutsal Emanetler

Kahire’nin alınması, yalnızca siyasî değil aynı zamanda sembolik bir kırılma noktasıydı. Abbâsî soyundan Halife III. Mütevekkil, Osmanlı korumasına alındı. Tarihçiler arasında kesinliği tartışmalı olsa da, bu noktada Halifelik sembollerinin — Kutsal Emanetler, Sancak-ı Şerif ve Mukaddes Hırka gibi — Yavuz Sultan Selim’e devredildiği aktarılır. Bu gelişme, Osmanlı’nın yalnızca bir imparatorluk değil, İslam dünyasının manevî lideri hâline gelişinin temsili başlangıcıdır.

Mısır’ın Ekonomik ve Stratejik Anlamı

Mısır’ın fethiyle birlikte Osmanlı, yalnızca toprak değil; Baharat Yolu, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu ticaret yolları üzerinde doğrudan denetim kurmuş oldu. Bu, Doğu Akdeniz’deki Venedik ve Portekiz ticaret dengelerini doğrudan etkileyecekti. Aynı zamanda, Hicaz bölgesine giden kervan yollarının güvenliği artık Osmanlı’nın sorumluluğuna geçti. Böylece hem ekonomik hem dinî anlamda tarihî bir dönüşüm yaşandı.

Sonuç: Yeni Bir Çağın Başlangıcı

Ridaniye Savaşı yalnızca bir muharebe değil, dünya tarihindeki en büyük jeopolitik dönüşümlerden birinin parçasıydı. Memlükler tarih sahnesinden silinirken, Osmanlı İmparatorluğu İslam dünyasının merkezine yerleşti. Bu fetih, Yavuz Sultan Selim’in kısa süren saltanatını kalıcı bir mirasa dönüştürdü. Artık Osmanlı, Nil’in kıyısından Hicaz’a, Mezopotamya’dan Balkanlar’a uzanan bir cihan imparatorluğuydu.

📚 Diğer Bölümler:

🔎 Kaynakça:

  • İnalcık, Halil. Devlet-i Aliyye, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
  • Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Yavuz Sultan Selim ve Osmanlı Halifeliği, TTK Yayınları.
  • Shaw, Stanford J. History of the Ottoman Empire and Modern Turkey, Cambridge University Press.
  • Clot, André. Yavuz Sultan Selim: Hilafet ve Doğu Seferleri.
  • Faroqhi, Suraiya. Osmanlı Dünyası, İletişim Yayınları.
  • Ayalon, David. "The Mamlūk Military Society", Journal of the Royal Asiatic Society, 1956.

Yorumlar

Popüler Yayınlar

Antik Mısır’ın Derinliklerine Yolculuk: Firavunlar, Tanrılar ve Hiyerogliflerin Sırları

Tanrıların Gölgesinde – Antik Mısır’a Giriş Kumlar sessizdir. Ama bu sessizlik, binlerce yıl boyunca tanrıların adımlarıyla çalkalanmıştır. Antik Mısır yalnızca bir uygarlık değil; zamanın kendisine meydan okuyan, ölümle yaşam arasında bir köprü kuran bir düşünce biçimidir. Burada, her taş yalnızca yerinde durmaz; her taş bir anlam taşır, bir düzenin parçasıdır. Antik Mısır’a girmek; sadece bir tarihe değil, bir inanç sistemine, bir kozmos anlayışına adım atmaktır. Bu yazı, o dünyanın kapısını aralayan ilk bölümdür. Ve o kapının ardında, yalnızca firavunlar ya da piramitler değil; insanlığın en eski sorularına verilen en kadim cevaplar saklıdır. Mısır’ın Coğrafi Kaderi: Nil’in Kucakladığı Topraklar Mısır uygarlığı, çölün ortasındaki tek gerçek hayat kaynağı olan Nil Nehri etrafında şekillendi. Bu nehir, her yıl taşarak toprağa bereket getiriyor, tarımı mümkün kılıyor, takvimden idare sistemine kadar her şeyi belirliyordu. Yunan tarihçi Herodotos , "Mısır, Nil’in armağanıdır...

Perslerin Gölgesi: Maraton ve Termopylae Savaşlarıyla Antik Yunan’ın Direnişi

Perslerin Gölgesi – Maraton ve Termopylae 📜 Tarihin Defteri – Antik Yunan Yazı Dizisi Pers İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Yunan’a Yönelişi MÖ 6. yüzyılın sonlarında, Pers İmparatorluğu Asya’nın en büyük gücü haline gelmişti. Büyük Kiros ve ardından I. Darius’un fetihleri, imparatorluğu İndus Nehri’nden Ege kıyılarına kadar uzanan devasa bir yapıya dönüştürdü. Ancak bu genişleme, Anadolu kıyılarındaki Yunan kolonilerini doğrudan Pers hâkimiyetine soktu. Bu şehirler, özellikle İyon kentleri, ekonomik ve kültürel açıdan canlı olmalarına rağmen, özgürlüklerine düşkün Yunan siyasal geleneğine sahip oldukları için Perslerin merkeziyetçi yönetim anlayışıyla çatışma içindeydi. MÖ 499’da başlayan İyon Ayaklanması , Aristagoras önderliğinde kısa süreli başarılar getirse de Pers ordusunun karşı saldırısıyla bastırıldı. Ancak bu isyan, Atina ve Eretria’nın maddi ve askeri desteği sayesinde Yunan-Pers ilişkilerini kalıcı biçimde gerginleştirdi. Persler, Batı Anadolu’yu tamamen kontrol...

Leonidas Kimdir? Sparta Kralı, Termopylai Direnişi ve Gerçek Hikâyesi

  Leonidas: Termopylai’nin Ötesindeki Adam Krallığın Yükü, Özgürlüğün Bedeli Tarihin bazı anları vardır ki zamanı durdurur. Pers ordusu Asya’nın bütün kudretiyle Batı’ya yürürken, bir geçitte yalnızca birkaç yüz adam bütün bir imparatorluğun karşısına dikildi. O geçit, Thermopylai idi. Ve o adamların başında, dünyanın belki de en çok hatırlanan savaş narasını atan kişi duruyordu: Leonidas . Ancak Leonidas’ı yalnızca “300 Spartalı” anlatısının içine sıkıştırmak, onun yaşamını bir sinema repliğine indirgemek olur. O, sadece ölüme yürüyen bir kral değil; Sparta’nın karmaşık yapısı içinde sıkışmış, özgürlüğü ideolojiye dönüştüren bir figürdü. Onun hikâyesi, bir milletin kaderini sırtlamış bir adamın bilinçli ve stratejik bir intiharının öyküsüdür. Çifte Tahtın Gölgesinde: Leonidas’ın Yükselişi Leonidas, Sparta’nın çift krallık sisteminin Agiad hanedanına mensuptu. Spartalılar, geleneksel olarak iki kral tarafından yönetilirdi. Leonidas'ın kardeşi Kral Kleomenes I , ...